DENİZ KÂŞİFİ (GLIDER)

Hakkında

 

Dekosim Hakkinda

 

Glider (insansız sualtı planörü); yüksek mekansal çözünürlüklü veri toplaması, uzun süreli misyonlar gerçekleştirebilmesi, sürekli insan müdahalesine ihtiyaç duymadan otonom operasyonlar gerçekleştirebilmesi, gerçek zamanlı veri iletimi ve minimum çevresel etkisi olması ile diğer gözlem sistemlerinden ayrılmaktadır.

Yüzey ile 1000 metre arasında süzülerek inip çıkarak ilerleyen Deniz Kaşifi iklim değişikliği, oksijen yetersizliği, kirlilik gibi denizler üzerindeki baskıları ve deniz ekosistem dinamikleri ile sağlığı gibi birçok farklı alanda bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır.

Türkiye İş Bankası ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) denizlerimizin bilinmeyenlerini birlikte keşfetmek hedefiyle hayata geçirdiği iş birliği kapsamında ülkemize kazandırılan, Türkiye’nin ilk Glider cihazı ”Deniz Kaşifi” gerçekleştirdiği uzun robotik oşinografik misyonlar ile deniz sistemlerinin davranışlarını yüksek mekansal çözünürlükte incelenmesine olanak sağlamaktadır.

 

Deni̇z Kaşi̇fi̇ Türki̇ye Deni̇zleri̇’ndeki̇ İlk Mi̇syonunda Toplamda 1150 Dalış (2300 Profi̇l) Gerçekleşti̇rdi̇

Deniz Kaşifi 2023 yılı yaz aylarında Marmara Denizi ve Akdeniz’de ilk ölçümlerini gerçekleştirdi.

 

Deniz Kaşifi Marmada Denizi’nde

Deniz Kaşifinin Marmara Denizi çalışması iki aşamalı planlandı(Şekil 1). İlk aşamada kaşif sabit bir ölçüm istasyonu gibi kullanılarak aynı noktada 900 metre derinliğe dalıp çıkarak İstanbul Boğazı’ndan çıkan jet akıntısının etkisini 24 saat boyunca gözlendi. Bu sayede ilk defa Boğaz jetinin etkisi yerinde ve gerçek zamanlı olarak ölçülebildi. İkinci aşamada ise Doğu-Batı uzanımlı 76 km uzunluğunda bir hat boyunca ölçümler yapıldı. Hat boyunca, Marmara Denizi’ne özel iki tabakalı sistemde, tabakalar arası etkileşimi yüksek çözünürlükte belirlemek için yüzey ile 50 metre derinlik arasında veri toplandı. Bu ölçümler kış koşullarında bile birçok alanın oksijen yönünden fakir olduğunu gösterdi. Buna karşın Bandırma ve Edremit körfezlerinin de bulunduğu güney bölgesine oksijenli Akdeniz alt suyu girişi gözlendi. Fakat batıdan doğuya gittikçe bu etkinin tamamen kaybolduğu ve İzmit Körfezi gibi bölgelere yeterli oksijen taşınımının kış koşullarında bile çok sınırlı kalacağı ortaya kondu. Bu, Marmara Denizi’nde yaşayan canlıların üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

Marmara Denizi’nde yapılan bir kesitten elde edilen ilk verilerde Karadeniz ve Akdeniz kökenli suların oluşturduğu tabakalaşma net biçimde görülmektedir. Hattın doğu tarafında, İstanbul Boğaz'ından çıkan Karadeniz sularını taşıyan ve sıklıkla boğaz jeti olarak adlandırılan yüksek hızlı akıntı gözlemlenmiştir. 28.6° ve doğusunda yüzeydeki düşük yoğunluklu sular da bunu göstermektedir. Deniz Kaşifi bu bölgelerden geçerken, yüzeyde 80 cm/s ve üzerinde akıntı ölçülmüştür. Doğu-batı yönlü bu hat üzerinde, batıya gidildikçe, eş yoğunluk eğrilerinin biraz daha derine gittiği gözlemlenmektedir. 28.4° boylamında, eş yoğunluk eğrileri ve buna bağlı olarak çözünmüş oksijen ve nitrat diğer bölgelerden daha derinde gözlemlenmektedir. Kesit üzerinde batıya doğru ilerledikçe, 28.3° boylamı civarında klorofil miktarında bir artış (biyolojik üretim) gözlemlenmiştir.

 

Şekil 1 Deniz Kaşifi'nin Marmara'da yaptığı bir kesit


Şekil 2 Şekil-1'de gösterilen hat üzerindeki yoğunluk dağılımı.

Şekil 3 Şekil-1'de gösterilen hat üzerindeki çözünmüş oksijen dağılımı.

Şekil 4 Şekil-1'de gösterilen hat üzerindeki toplam nitrit ve nitrat dağılımı

Şekil 5 Şekil-1'de gösterilen hat üzerindeki klorofil-a dağılımı

×

 

Deniz Kaşifi Akdeniz’de

Deniz Kaşifi, Akdeniz'de Mayıs ve Ağustos aylarında iki adet hat tamamlamıştır. Bu hatlar, özellikle yerinde ölçümlerin görece az olduğu, Türkiye ve Kıbrıs arasındaki bölgede yapılmıştır. Yanı sıra bu çalışmalar sayesinde, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında kalan bölgede ilk defa bu kadar kesintisiz ve uzun süreli olarak küçük ölçekli döngüler ve bunların tüm su kolonuna etkisi incelenmiştir. Mayıs ayında tamamlanan ölçümler, Şekil-6'da kırmızı dikdörtgenle verilen bölgede yapılmıştır. Bu dönemde, Türkiye ve Kıbrıs arasında dönemsel olarak bulunan siklonik bir girdap gözlemlenmiştir. Bu girdabın etkisiyle, yukarı taşınım gözlemlenmiştir. Eş yoğunluk ve çözünmüş oksijen eğrileri 35.6o ve 35.9o enlemleri arasında yukarı doğru taşınmıştır. Doğu Akdeniz'in bilindik özelliklerinden olan derin klorofil maksimum bölgesi kesit boyunca gözlemlenmiştir.

Çalışmadan elde edilen verilerin ilk sonuçlarına göre Akdeniz’de bilinen farklı su kütlelerinin derinlik dağılımının Kuzey-Güney yönünde farklılaştığı ve Levanten ara tabakası (Levantine Intermediate Water) gibi önemli oşinografik yapıların daha sığ derinliklerde olduğu anlaşıldı. Yüzeyde ise bölgenin hakim akıntısı olan Küçük Asya Akıntısı’nın (Asia Minor Current) kenarlarında oluşan daha küçük ölçekli döngüsel akıntılar ve bunların dikey olarak su kolonundaki oluşumları ve etkileri belirlendi.

Şekil 6 Deniz Kaşifi'nin Akdeniz'de yaptığı kesitler. Kırmızı ile gösterilen kesit üzerindeki değişkenler Şekil 7-9'da gösterilmiştir.


Şekil 7 Şekil-6'da verilen kesit üzerindeki yoğunluk dağılımı.

Şekil 8 Şekil-6'da verilen kesit üzerindeki çözünmüş oksijen dağılımı.

Şekil 9 Şekil-6'da verilen kesit üzerindeki klorofil dağılımı.